Edebiyat Pratikleri: Söz Sanatları Nasıl Çözülür?


Söz Sanatları Nasıl Çözülür?

Söz sanatları, özellikle öğrencilerimizin çokça hata yaptığı konulardan biridir. Bizler de bu nedenle sorulara yaklaşım tarzımızı bu yolla sizlere aktaralım istedik. Öncelikle neler yapmalıyız, neler yapmamız gerekiyor bunlara bakalım.

Öncelikle söz sanatlarının en kolay başlıklarına yönelmemiz gerekiyor. Ve bazı konular için bazı detayları da bilmemiz gerekmekte.

En Kolay Çözülebilecek Sorular Neler?

Elbette en kolay çözülebilecek sorular; kişileştirme ve buna bağlı olarak kapalı istiare, intak, istifham, irsalimesel gibi konuları soran sorulardır. O hâlde gelin bu kolay çözülebilecek sorulara yönelelim.

1. İstiare Nasıl Bulunur?

İstiare, benzetmenin bir farklı çeşididir. Benzetmeden farklı yanı, kendisine benzetilen ya da benzeyenin cümlede sadece birinin bulunmasıdır. İstiareyi bulmaya çalışırken kendinizi bir şair olarak da hissedebilmeniz, işinizi kolaylaştıracaktır.

İlk olarak teşbih ve istiare farkına bakalım:

Örnek:

Gül gibi yüzüyle gülümsüyor bana uzaklardan.

 

Bu örneğe bakıldığında şair, yüzü bir güle benzetmiştir. Burada benzeyen ile kendisine benzetilen cümle içerisinde geçtiği için bizler, bunun adına teşbih demekteyiz.


Örnek:

Gülüm; gülümsüyor bana evimizin balkonundan, elinde bir çay var.

 

Bu örneğe bir şair gibi bakmanız gerekli esasen. Öncelikle bu yöntemi oturtursanız hiçbir sorununuzun kalmayacağına emin olabilirsiniz. Örneğe baktığımızda "gül yüzüyle" ifadesini görmekteyiz. Burada şair, duygularını rotaya koymuş ve birinin balkondan elinde çay ile gülümsediğini görebiliyoruz. Bu da sevgiliyi bizlere anımsatıyor. O vakit "gülüm" ifadesinde gül ile sevgili arasında bir bağ kurulmuştur diyebiliriz. Ancak cümlede sevgili geçmediği için bunun adına istiare deriz.

2. Kapalı İstiare

Kapalı istiarenin basit bir ipucu bulunmaktadır. Kişileştirmenin olduğu her yerde kapalı istiare de bulunmaktadır. Ancak unutmamalısınız ki her kapalı istiare bir kişileştirme değildir. Bunu bilerek hareket ettiğinizde sorularda hiçbir sıkıntı yaşamayacağınıza emin olabilirsiniz. Özellikle şıklarda kapalı istiare gördüğünüzde hızlı olabilmek adına ilk başta teşhis yani kişileştirme aramalısınız. Bulamazsanız daha derin düşünebilirsiniz.

Örnek:

"Renkler başkalaştı gün ortasında
Koyu bir karanlık öptü denizi."

Bu örneğe bakıldığında eğer şıklarda kapalı istiare varsa doğru diyebiliriz.  Çünkü bu örnekte aynı zamanda bir kişileştirme söz konusudur. Yani "karanlık, denizi öpmüştür." Öpmek, insana has bir nitelik olduğu için kişileştirme vardır. 

Peki kapalı istiare ile bağlantısı nedir? 
Kapalı istiarede güçlü olan varlık yani kendisine benzetilen, metin içinde geçmez. Basitçe düşündüğümüzde karanlık, insana benzetilmiştir. Ancak insan, metinde geçmez. O vakit burada aynı zamanda bir kapalı istiare de söz konnusudur.

3. Teşhis ve İntak Farkı

Her intak, bir kişileştirmeye örnek sayılabilir. Ancak her kişileştirme bir intak değildir. Bu ikili arasında ince bir ayrım bulunmaktadır. Nitekim intak, konuşturma sanatıdır. Bu nedenle verilen örneğin intak kabul edilebilmesi için o varlığın bir söz söylemesi şarttır. 

Örnek:

Sordum sarı çiçeğe
Annen baban var mıdır?
Çiçek eydür: Derviş baba
Annem babam, topraktır.

Örnekte görüldüğü gibi sarı çiçeğe soru sorulması, cevap verilen bölüm haricinde kişileştirmeye dâhildir. Ancak sonrasında çiçek, bir söz söyleyip cevap verdiği için bu artık intak söz sanatına girer. 

Şunlara da dikkat edilmelidir:
"Tüm rüzgârlar türkü söyler dertli dertli." örneğinde kişileştirme söz konusudur. Söyleme ifadesi sizi yanıltmasın. Çünkü intak söz sanatının olabilmesi için bir söz söylemesi gerekmektedir. 

4. Ad Aktarması ve İstiare Farkı

Ad aktarması ve istiarenin tanımları çok benzerdir. "bir sözcüğün benzetme amacıyla bir başka sözcüğün yerini tutmasına istiare", "bir sözcüğün benzetme amacı güdülmeden başka bir sözcüğün yerini tutmasına mecazımürsel yani ad aktarması" denir.

Ad aktarmasında benzetme amacı güdülmez. Bunu örnekleyecek çok güzel bir dize vardır:

Örnek:

Vurulmuş tertemiz alnından uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna yâ Râb, ne güneşler batıyor.

Örneğe bakıldığında hem istiare hem de ad aktarması görülmektedir. Hilâl, bu cümlede ad aktarması örneğidir. Nedeni ise şudur: Hilâlden kasıt bayraktır. Ancak yazar, bunu benzetme amacıyla söylememiştir. Çünkü bayrağın içinde hilâl zaten bulunmaktadır. Bu nedenle hilâl dendiğinde cümledeki bağlama göre bayrak anımsanacaktır. İşte bu nedenle bu ad aktarması olur. 

Cümledeki bağlam tam incelendiğinde güneşler batıyor derken ilk dizeden anladığımız kadarıyla askerlerin ölümünden bahsediliyor. Bu da askerlerin ölümünü daha da güçlü aktarabilme kaygısını ortaya koyuyor. Böylelikle istiare sanatı ortaya konuyor ve askerlerin ölümü, güneşin batışına benzetiliyor. Ancak cümlede askerlerin ölümü, ölüm gibi ifadeler geçmediği için bu, istiare örneği oluyor.

5. İstifham ve Tecahüliarif

Tecahüliarif söz sanatı, bilip de bilmezlikten gelmektir. Şairin bilmiyormuş gibi görünebilmesi için de soru sorması gerekebilir. İşte bu nedenle tecahüliarifin olduğu yerde istifham yani soru sorma sanatı da vardır diyebiliriz.

Örnek:

Yılın ilk karı yağdı
İyice kısaldı günler
Ölülerimiz üşür mü ki?

Örnekte ölülerin üşüyüp üşümeyeceği zaten bilinmektedir ancak bilmezlikten gelinmektedir. Bu tecahüliarif sanatına örnek oluşturur. Aynı zamanda "Ölülerimiz üşür mü ki?" diye soru da sorarak istifham sanatı uygulanmıştır.

6. Tenasüp Nasıl Bulunur?

Tenasüp, adından da anlaşılacağı gibi nasip yani uygun anlamına gelir. Çok basit bir söz sanatıdır. Birbiriyle ilgi kurulabilecek kelimelerin rastgele dizilimiyle oluşturulur. Şıklarda tenasüp varsa ilk bakılması gereken birbiriyle ilişki kurulabilecek üç kelime bulunup bulunmadığıdır. 

Örnek:

Yiğit kendini övende
Oklar menzili dövende
Kılıç kalkana değende
Kalkan gümbür gümbürlenir

Örnekte görüldüğü gibi yiğit, ok, kılıç, kalkan, meydan gibi kelimeler birbirleriyle ilişkilidir ve rastgele sıralanmıştır. Bu nedenle tenasüp sanatına örnek oluşturur.

Bunların dışında mesela ağaç ile neler bir bütünlük oluşturabilir? Yaprak, dal gibi kelimeler bir tenasüp örneği oluşturabilir. Soruları çözerken bunlara dikkat etmek en doğrusu olacaktır.

7. Kinaye ve Tevriye Farkı

Kinaye, bir sözün hem gerçek hem de mecaz anlama gelecek şekilde kullanılmasıdır. Bazı deyimler bu yönüyle kinaye örneği oluşturur. Farktan evvel, kinayenin nasıl bulunacağına dair konuşmak gerekir.

Kinayedeki gerçek anlamı bulabilmek için öncelikle basit bir şekilde düşünmek gerekir. Bu basitlik, çok ama çok rahat akla gelebilecek örnekleri içerir. Ancak cümlenin anlamını da iyi incelemek gerekir bu basitliği bulabilmek için.

Örnek:

Dadaloğlu’m der ki belim büküldü
Gözümün cevheri yere döküldü

Basit bir şekilde düşünmemiz gerekli bu dizelerde. İkinci dizede insanın gözyaşı döktüğünü görüyoruz. Bu ipucunu aldık. İlk dizeye bakalım. Şair, belinin büküldüğünü söylüyor. Basitçe bir insanın beli bükülemez mi? Bükülebilir. O vakit bunu cebe atıyoruz. Çünkü bu gerçek anlam. Şimdi şairin yerine geçiyoruz ve düşünüyoruz. Bir insanın gözyaşı döktüğü ortada. O vakit burada ne var? Mecaz anlam var. Yani dertten belim büküldü anlamı çıkar. O vakit burada hem gerçek hem de mecaz anlam söz konusudur. Şair kinaye yapmıştır.

Peki tevriyede neler olabilir? Tevriye için en büyük ipucumuz, insan adları. Şairler, genellikle kendilerini şiirde geçirmek adına tevriye sanatına başvururlar. Örneğin "baki" kelimesi sonsuzluk anlamına gelirken bir de şairin adıdır aynı zamanda. O hâlde biz burada tevriyeye örnek olabilir deriz. Tevriyenin örnekleri zor mudur? Evet. Ancak genel anlamıyla bu insan adları tercih edilmektedir sorularda.

Örnek:

Tahir Efendi bana kelp demiş
İltifatı bu sözde zâhirdir.
Mâlikî mezhebim benim zira
İtikadımca kelp, tahirdir.

Bu örnekte zaten Tahir kelimesinin kullanımı, ipucunun en başıdır. Çünkü Tahir, hem birinin adı hem de temiz anlamına gelmektedir. Şair, tahir efendiye doğrudan kelp (köpek) demiştir ancak kellesini kurtarma adına tahir kelimesinin temiz anlamına sığınmıştır. 

8. Hüsnütalil Nasıl Bulunur?

Hüsnütalil, söz sanatlarının en rahatıdır. Çünkü var olan bir sebebin dışında daha çekici bir sebebe bağlama söz konusudur. Örneğin dünyanın dönüşünü sevgilinin gülüşüne bağlarsanız bu hüsnütalil örneği olacaktır.

Örnek:

Seni düşündüğüm zaman, bir ceylan su içmeye iner.

Normal olarak ceylan, zaten su içmek için uğraşacaktır. Ancak şair, bu olayı sevgiliyi düşünmeye bağlamıştır. 


Görüldüğü gibi söz sanatı sorularında şair gibi yaklaşmayı bilirsek ve tanımlara az çok hâkimsek kolay hareket edebilmekteyiz. Söz sanatı sorularında "Hangisi vardır?" dendiğinde ilk olarak kolay olan şıklardan başlamanız soruyu daha hızlı çözmenizi sağlayacaktır. Yukarıda verdiklerimiz en çok sorulan sanatlardır. Sorulara bunları bilerek başlarsanız probleminiz pek kalmayacaktır.

NOT: Güncellenecektir.
Hazırlayan: Melih Özdamar
Bu konuyla ilgili testleri edebiyatveturkcesorubankasi.com adresimizde bulabilirsiniz.
İçeriklerimiz, pdf anlatımlar dahil, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nca korunmaktadır. Telif haklarının herhangi bir şekilde ihlali, başka yerlerde isimsiz yayımlanması, çeşitli kitap kaynaklarında izinsiz yer alması, içeriğin izinsiz kopyalanıp başka bir isimle tanıtılması vb. ile yapan kişi, kişiler veyahut kurumlar hakkında gerekli işlemler başlatılacaktır. 
 Türkçe ve Edebiyat yönetimi.

1 Yorumlar

  1. Çok teşekkürler süpersiniz. Fakat Açık istiare bulunmuyor. En azından sadece "istiare" olarak belirtilmiş.

    YanıtlaSil
Daha yeni Daha eski