Türk edebiyatı sınavına hazırlanırken kısa hap bilgiler istemez miydiniz? Sizler için tek tek hazırladık, güncellemeye de devam ediyoruz. 

Söz Sanatları

  1. Kişileştirmenin olduğu her yerde kapalı istiare yer alır.
  2. İstiare, teşbihin özel bir türü olsa da kendisine benzetilen ya da benzeyenden sadece biri cümle içinde yer alır.
  3. Tecahüliarifin söz konusu olduğu yerlerde istifham sanatı da görülebilir.
  4. Kat sanatı olarak bilinen kesme, genellikle eksiltili cümlelerin olduğu yerde bulunur.
  5. Ad aktarması (düz değişmece) ile istiare karıştırılmamalıdır. Ad aktarması, benzetme amacı güdülmeden yapılırken istiarede benzetme amacı güdülür.
  6. Tenasüpte birbiriyle ilişkili kelimeler sıralanırken herhangi bir sıra gözetilmezken leffüneşr sanatında sıralı bir açıklama ilgisi söz konusudur.
  7. Telmih sanatında geçmişte yaşanan bir olay anımsatılır. Genellikle “Leyla, Mecnun, İsa, Musa vb.” gibi toplumda yer edinmiş kişilerin adları tercih edilir.
  8. Kinayede hem gerçek hem mecaz anlam söz konusuyken tevriyede her iki anlam da gerçektir. Tevriye, kişi adlarıyla da yapılabilir: Baki hem sonsuzluk anlamına gelir hem de şair adıdır.
  9. Hüsnütalil sanatında var olan bir olayın sebebini, aslından daha farklı bir şeye bağlama söz konusudur.
  10. İrsalimesel, atasözü söyleme sanatı iken iktibas, ayet ve hadislere şiir içinde yer vermedir.
  11. İntak, insan dışında bir varlığın konuşturulmasıdır. Yani intak olabilmesi için insan dışındaki varlığın bir söz söylemesi şarttır.

Metin Sınıflandırması

  1. Fabllarda intak ve teşhis söz konusudur. Harname, Mantıkuttayr gibi eserler fabl niteliği taşır.
  2. Masallar, evrensel nitelikler taşır. Din, ırk gibi ayrımlar söz konusu değildir. Bu yönüyle destandan ayrılır. Masallarda tekerlemeler ön plana çıkar. Masalın “döşeme” bölümünde giriş tekerlemeleri yer alır. Tekerlemeler; masal başı, masal içi, masal sonu tekerlemeleri şeklinde sıralanabilir. Masallardaki evren gerçek değildir.
  3. Efsane, şahıs ve yer adlarıyla ilgili olabilir. Efsaneler, masaldan farklı olarak inandırıcılık kaygısı taşır.
  4. Halk hikâyeleri, nazım nesir karışık bir türdür. Mensur kısımlarda değişiklikler olabilirken manzum kısımlarda değişikliklere izin verilmez. Hikâyenin sonuna yapılan eklemelere karavelli Manzum bölümlerde dörtlükler arasına yapılan eklemelere peşrev denir. Halk hikâyelerinin kaynakları Arap-İslam, Hint-İran, Türk şeklinde ele alınır.
  5. Âşıklık; bade içerek, resme bakarak, ilk görüşte ve aynı evde büyüyüp kardeş olmadıklarını öğrendiklerinde gerçekleşebilir.
  6. Meddah, geleneksel bir oyundur ve tek kişilik gösteri şeklindedir. İslami hikâyeler ve halk hikâyeleri anlatan meddahların nize adı verilen bir sopası/değneği ve şive, kadın taklitlerini yaptığı bir mendili vardır. Doğaçlamadır.
  7. Karagöz oyununa hayal-i zil, hayal oyunu, gölge oyunu adları verilir. Şeyh Küşteri Meydanı da denebilir. Oynatıcısına “hayalci ya da hayalbaz” adı verilir. Yardımcısına “yardak” adı verilir. Giriş, muhavere, fasıl ve bitiş bölümlerinden oluşur. Doğaçlamadır ve şive taklitlerine dayanır.
  8. Orta Oyunu; zuhuri, meydan oyunu, kol oyunu adlarıyla da anılır. Doğaçlamadır ve şive taklitlerine dayanır. Oyunun oynandığı alana “palanga” adı verilir. Kafes, iskemle, dükkân; yeni dünya olarak adlandırılır. Kadınlar için “kafes” bölmesi bulunur. Erkekler de “mevki” adı verilen bölmededir.
  9. Roman ve hikâyeler yaşanmış ya da yaşanılması ihtimal dâhilinde olan eserlerdir. Aralarındaki en temel fark, romanın tahliller ve kadro olarak hikâyeye göre daha geniş olmasıdır. Hikâye, kendi içinde küçürek öykü, Çehov tarzı, Maupassant tarzı ve benmerkezli hikâye olmak üzere gruplandırılır. Maupassant tarzının edebiyatımızdaki en önemli temsilcileri Ömer Seyfettin, Reşat Nuri Güntekin gibi isimlerken Çehov tarzının en önemli temsilcileri Sait Faik Abasıyanık ve Memduh Şevket Esendal’dır. Küçürek öykü denince de Türk edebiyatında akla Ferit Edgü gelir.
  10. Deneme türü, kalem tecrübesi olarak da anılır. Nurullah Ataç, deneme türünü “ben”in dünyası olarak adlandırır. Salah Birsel de bu türde önem arz eder.
  11. Makalelerde ciddi ve kanıtlayıcı bir üslup söz konusudur.
  12. Sohbet, denemeye benzese de sohbet türünde yazar karşısında biri varmışçasına konuşur. Bu türde Ahmet Rasim ön plana çıkar. Yine Suut Kemal Yetkin, Şevket Rado da önem arz eder.

İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı

  1. İslamiyet öncesinde şamanlar, çeşitli görevler üstlenir. Bunlar “din adamlığı, müzisyenlik, hekimlik, büyücülük” olarak bilinir. Aynı zamanda şamanlara Altaylar, kam; Kırgızlar, baksı; Yakutlar, oyun; Tonguzlar, Şaman; Oğuzlar, ozan adını verir.
  2. Türk edebiyatının eserine ulaşılan ilk şairi Aprın Çor Tigin’dir.
  3. İslamiyet öncesinde Arapça ve Farsça etkisi yoktur, dil saf bir Türkçedir.
  4. Sığır törenleri, sürek avlarının bereketli geçmesi için yapılır; şölenler, dinî tören olmaktan zamanla çıkmış ziyafet, birlik beraberlik törenlerine dönüşmüştür. Yuğlar ise cenaze merasimleridir.
  5. Doğal destanlar üç aşamadan oluşur: doğuş (çekirdek), yayılma, toplama. Yapay destanlar, bu aşamalardan sadece doğuş aşamasına sahiptir. İslamiyet öncesi Türk destanlarının birçoğu sadece ikinci aşamaya gelebilmiştir.
DESTANLARİPUÇLARI

Altay Destanları

Yaratılış (Kayra Han, Tanrı Ülgen

Saka Destanları

Alp Er Tunga

Anahtarlar:

  • Afrasiyab
  • İran
  • Şehname

Şu Destanı

Anahtarlar:

  • Türkmen maddesi
  • Türkmen and
  • Zülkarneyn
  • İskender

Hun Destanları

Attila

Anahtarlar:

  • Etzel
  • Nibelungen

Oğuz Kağan

Anahtarlar:

  • Mete Han
  • Gün, Ay, Yıldız; Gök, Dağ, Deniz

Göktürk Destanları

Bozkurt

Anahtarlar:

  • Dişi kurt
  • Ayakları kesilmiş bebek

Ergenekon

Anahtarlar:

  • Demirden dağ
  • Nevruz
  • Ateş

Uygur Destanları

Türeyiş

Anahtarlar:

  • Prensesler
  • Tanrı’nın kurt şeklinde gelişi
  • Erkek kurt

Göç

Anahtarlar:

  • Yada Taşı
  • Çinli Prenses
  1. İslamiyet öncesinde ninnilere “balu balu” adı verilirdi. Divan-ı Lugat’it Türk’te geçer.
  2. “Aç ni times, tok ni yimes” gibi atasözleri İslamiyet öncesinde geçer ve Divan-u Lugat’it Türk aracılığıyla günümüze ulaşmıştır.
  3. Koşuk, sagu, sav bu dönemin ürünleridir.
  4. Göktürk Abideleri’nde yabancı dil etkisi yokken Uygur metinleri, çeviri eserler olduğu için yabancı dil etkisindedir. Aynı zamanda Uygur metinlerinde din unsuru da bulunmaktadır.
  5. Göktürk Abideleri’nden ilk defa bahseden 13. yüzyılda Cüveyni’dir. Tarih-i Cihangüşa’da bahsetmiştir. Aynı zamanda Ahmet Hikmet Müftüoğlu’nun romanı Gönül Hanım, bu abideleri konu alan ilk romandır. Anı niteliği taşır.
  6. Göktürk Abideleri, sırasıyla “Tonyukuk, Kültigin, Bilge Kağan” anıtlarından oluşur. Bu taşların dışında da dikili taşlar bulunmaktadır. Kültigin Anıtı, Bilge Kağan tarafından diktirilmiştir. Kültigin’in yaptıkları, Bilge Kağan’ın ağzıyla aktarılır. Bilge Kağan Anıtı, oğlu Tengri Tigin tarafından diktirilmiştir. Her şey, Bilge Kağan’ın ağzıyla aktarılır.
  7. Uygur metinlerinden Irk Bitig, fal kitabı olarak önem arz eder.

Geçiş Dönemi Ürünleri

  1. Bu dönem ürünlerinde İslamiyet’e geçiş olsa da tam anlamıyla bir geçiş bulunmamaktadır. Geçiş sürecinde yavaş yavaş Arapça ve Farsça etkisi artar ancak bu birden gerçekleşmez.
  2. Dönem eserlerinde Arap edebiyatının etkisi artmıştır. Arap ve Fars etkisiyle mesnevi gibi nazım şekilleri kullanılmış, Arap alfabesine geçilmiştir. Hece ve aruz, beyit ve dörtlükler bir arada kullanılır. Bu dönem eserlerinden Kutadgu Bilig, Atabet’ül Hakayık, Divan-ı Hikmet; İslami öğretiler taşır. Bu nedenle didaktiktir.
ESERLERPRATİKLER

Kutadgu Bilig

  • Yusuf Has Hacip
  • Tabgaç Buğra Han’a sunuldu.
  • İlk mesnevi
  • İlk siyasetname
  • İlk tevhit ve münacaat
  • 6645 beyit 173 dörtlük
  • Şehname vezni (feulün feulün feul)
  • Didaktik
  • Hakaniye lehçesi
  • Alegorik anlatım [Kün Togdı (adalet), Ay Toldı (saadet), Ögdilmiş (akıl), Odgurmuş (akıbet)]
  • Viyana, Kahire, Fergana nüshaları

Atabet’ül Hakayık

  • Edip Ahmet Yükneki
  • Emir Dad Muhammed Sipehsalar’a sunuldu.
  • Hece ve aruz
  • 101 dörtlük 40 beyit
  • Şehname vezni
  • Didaktik
  • Hakaniye lehçesi
  • Arapça ve Farsça, Kutadgu Bilig’e göre daha yoğun.
  • Necip Asım bulmuştur.

Divan-ı Hikmet

  • Hoca Ahmet Yesevi
  • Hece ölçüsü
  • Didaktik
  • “63’ten sonra girdim yere”

Divan-ı Lugat’it Türk

  • Kaşgarlı Mahmut
  • Ebu’l Kasım Abdullah’a sunuldu.
  • 7500 kelime
  • Araplara Türkçeyi öğretme amacıyla Arapça yazıldı.
  • Antolojik özellik taşır.
  • Ansiklopedik özellik taşır.
  • İlk dil bilgisi kitabı
  • İlk sözlük
  • Türk dünyasını gösteren harita
  • Koşuk, sagu örnekleri
  • Alp Er Tunga sagusu

İslamiyet Sonrası Türk Destanları

  1. İslamiyet’in kabulünden sonra Türk destanlarında içerikler İslami ögelerle bezenmiştir. Anadolu ürünlerinin yanı sıra “Manas, Cengiz Han” gibi Anadolu’da olmayan ürünler de İslamiyet etkisinde kalmıştır.
  2. Dede Korkut Hikâyeleri, destandan halk hikâyeciliğine geçişin ilk ürünüdür. 12 hikâye, bir ön sözden oluşur. 15. yy.da yazıya geçirilmiştir. Dresden ve Vatikan nüshası bulunur. Vatikan nüshasında 6 hikâye yer alır. Nazım-nesir karışıktır. Türk kültürüne dair detaylar yer alır. Dede Korkut, anlatıcıdır.
  3. Manas Destanı, en uzun destandır. Kırgızlara aittir. Manas’ın Müslüman olup Budist Kalmuklar üzerine yaptığı akınlar yer alır. Günümüzde anlatılmaya devam eder.
  4. Satuk Buğra Han, Karahanlı Hükümdarı A.Kerim Satuk Buğra Han’ı işler. Olağanüstü ögeler çok fazladır. Satuk Buğra Han, ağzından alevler saçar; kılıcı 40 adım uzağa uzar.
  5. Battal Gazi Destanı, Seyyit Battal Gazi’yi konu alır. Aslında Arap olan Seyyit Battal Gazi, zamanla Türkleştirilmiştir. 8. yy.da Emevi-Bizans Savaşları ile ortaya çıkan destan, zamanla Türk-Rum çatışmalarına döner. Büyücü, cadı gibi olağanüstü karakterler görülür. Battal Gazi, ateşle yanmaz; doğadaki varlıklara hükmeder. Atının adı Aşkar’dır.
  6. Danişmend Gazi Destanı, Battal Gazi Destanı’nın devamı gibidir. Büyük Selçuklu tarafından gönderilen Danişmend Gazi’nin Gürcü ve Ermenilere karşı yaptığı savaşlar anlatılır. Trabzon ve Kuzeybatı Anadolu’da geçer. Yer adlarının gerçekçiliği yüzünden bir dönem tarih kitabı zannedilmiştir.
  7. Sarı Saltuk Destanı, Battal Gazi ve Danişmend Gazi Destanı’nın devamı niteliğindedir. Alperen bir derviş olan Sarı Saltuk’un kerametleri anlatılır.

HALK EDEBİYATI

Anonim Halk Edebiyatı

  1. Söyleyeni belli olmayan ürünlerden oluşan anonim halk edebiyatı, nazım içerikleri olarak mani, ninni, türkü, ağıt gibi içeriklerden oluşur.
  2. Mani; kendi içinde kesik, tam, yedekli, karşı-beri şeklinde ayrılır. Tam mani, dört dizeden ve 7 heceden oluşur. Kesik mani, ilk dizesi 7’den az olan ve cinasa sahip olan manidir. Doldurmalı kesik mani ise ilk dizesi 7 heceden oluşan cinaslı mani örneğidir. Yedekli mani, artık mani olarak da adlandırılır. Maninin dört dizesinin haricinde ekstradan iki dize daha eklenir. Karşı-beri deyiş mani ise karşılıklı mani atışmalarının olduğu manilerdir.
  3. Türkü, bent ve nakaratlardan oluşur. Nakarata, kavuştak adı da verilir. Bu nakaratlar, tekrar eden dizelerdir. Kendi içinde ezgisine, yapısına, konusuna göre ayrılır. Yapısına göre üçleme, dörtleme, beşleme; ezgisine göre usullü veya usulsüz; konusuna göre çocuk, doğa, iş, kahramanlık şeklinde ayrılır.

Âşık Tarzı Halk Edebiyatı

  1. Bu dönemde İslamiyet öncesinde yer alan kopuzun yerini bağlama, saz almıştır. Gözleme dayanan bu edebiyatta âşıklar, okuma yazma biliyorsa eğer şiirlerini “cönk”, “deve dili” adı verilen defterlere yazarlar. Bu dönem ürünleri koşma, semai, varsağı, destandır. Bu dönemde hecenin yanında aruzla da yazılan nazım şekilleri de denenmiştir.
  2. Koşma, genellikle 11’li ölçüyle oluşturulan nazım biçimidir. Konusuna göre güzelleme, koçaklama, taşlama, ağıt şeklinde ayrılır. Erzurumlu Emrah, koşmalarıyla ünlüdür.
  3. Semai, 8’li hece ölçüsüyle oluşturulur. Ezgisi ve ölçüsüyle koşmadan ayrılırken geriye kalan tüm nitelikleri koşma ile benzerdir. Semaide de güzelleme, koçaklama, taşlama, ağıt türleri yer alır. Semai aynı zamanda aruzla da yazılabilir.
  4. Varsağı, 8’li ölçü ile yazılır ve bre, hey, behey gibi ünlemlerle başlar.
  5. Yazanı belli olan destanlar, âşık tarzı edebiyatın ürünleridir.
  6. Vezniaher, semai, kalenderi, divan, selis gibi aruzla yazılan türler de denenmiştir.
  7. Şairler saz şairleri ve kalem şairleri diye gruplaşmıştır.
  8. Âşık tarzı halk edebiyatı şairleri için basit birkaç ipucu:
    • “oğlu” ile biten şairler hiçbir zaman aruzu kullanmamıştır.
    • Son harfi î ile biten âşıklar hem hece hem aruz kullanmıştır.
  9. Köroğlu, âşıkların piridir. 16. yüzyıl şairidir. Bolu Beyi ile olan kavgasıyla tanınır. Atının adı Kırat’tır. Kahramanlık konulu şiirlerle tanınır.
  10. Karacaoğlan, her diyarda sevgiliye sahiptir. Varsak Türklerinden olduğu söylenir. 16 ve 17. yüzyılda yaşamıştır. Şiirlerinde en çok geçen sevgili adı Elif’tir. Sadece heceyle yazar.
  11. Kayıkçı Kul Mustafa asker bir şairdir. Genç Osman Destanı ile tanınır. Sadece hece ile yazmıştır.
  12. Âşık Ömer, hem hece hem aruzla yazmış ve medrese eğitimi almıştır. Üstat olarak tanınır. 17. yy. şairidir. Şairname’si ile tanınır.
  13. Gevherî, hem hece hem aruz kullanmıştır. Kendi adıyla anılan bir musiki makamına sahiptir.
  14. Ercişli Emrah, 17. yy. şairidir. Sadece hece ile yazmıştır. Emrah ile Selvihan adlı halk hikâyesi ile tanınır.
  15. Levnî, hem hece hem aruz kullanmıştır. Lale Devri’nin ressam şairidir. Atalar Sözü ile tanınır.
  16. Dertlî, 19. yy. şairidir. Kimsenin çözemediği bir muammayı çözmüştür. Hece ve aruzu kullandı.
  17. Erzurumlu Emrah, 19. yy. şairidir. Koşmaları ile ünlüdür. Emrah kolu denen şairlik kolunu oluşturdu. Hece ve aruzla yazdı.
  18. Seyranî, hece ve aruzla yazan 19. yy. şairidir. Kayseri’nin Everek (Develi) ilçesindendir. Taşlamaları ile tanınır.
  19. Dadaloğlu, 19. yy. şairidir. Sadece hece kullanmıştır. “Ferman padişahınsa dağlar bizimdir.” sözüyle tanınır. Avşar Türklerindendir.
  20. Bayburtlu Zihnî, 19. yüzyıl şairlerindendir. Erzurum’un Rus işgaline karşı yazdığı ağıtıyla ünlüdür. Hiciv yönü gelişkindir. Hem hece hem aruzla yazmıştır. Sergüzeştname ile tanınır.
  21. Ruhsati, saz çalmadan şiir söyler. Ruhsati kolunu geliştirmiştir. Hem hece hem de aruzla yazmıştır.
  22. Sümmani, hem hece hem aruzla yazmıştır. Hayali sevgili Gülperi’nin peşinde koşmuş 19. yy. şairidir.

Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı

  1. Hoca Ahmet Yesevi tarafından temeli atılmış ve tasavvuf çerçevesinde şekillenmiştir. Arap ve Fars etkisi iyice artmıştır. Beşeri aşktansa ilahi aşk arzulanır. Didaktik nitelikler öne çıkar. Bu dönemde “nazım türleri” ön plandadır. Vahdetivücut anlayışı önem arz eder. “Fenafillah, bekâbillah, çile” gibi tasavvufi kavramlar önemlidir.
  2. İlahiler, genel olarak 8’li ölçüye sahiptir. Aleviler, deme; Mevleviler, ayin; Gülşeniler, tapuğ; Halvetiler, durak; Yeseviler, hikmet; Bektaşiler, nefes adını verir.
  3. Nutuk, tarikat ehline tarikat kurallarını öğretmek amacıyla yazılır.
  4. Devriye, devir kuramıyla ilgilidir. Allah’tan gelip Allah’a dönüş anlatılır. “Ete kemiğe büründüm, Yunus diye göründüm.”
  5. Şathiye, dinî anlayışla dalga geçer gibi bir üsluba sahiptir.
  6. Hakim Süleyman Ata, Bakırgan kitabıyla ünlüdür.
  7. Yunus Emre, hem hece hem aruzla yazmıştır. “Yaratılanı severiz yaratandan ötürü.” Anlayışına sahiptir. Tapduk Emre’den ders alır. Risalet’ün Nushiyye… 1991 yılı, Yunus Emre yılıdır. Sehlimümteni sanatını iyi uygular.
  8. Hacı Bektaş Veli, Arapça mensur bir eser olan Makalat’ı yazmıştır.
  9. Hacı Bayram Veli’nin asıl adı Numan’dır ve Ankara’nın Zulfadl (Solfasol) köyündendir. İstanbul fethini müjdeler.
  10. Eşrefoğlu Rumi, Hacı Bayram Veli’nin müridi ve aynı zamanda damadıdır. Pir-i Sani olarak anılır. Müzekkin Nüfus, Tacname, Elestname, Hayretname…
  11. Kaygusuz Abdal’ın asıl adı Gaybî’dir ve Alanya Beyi’nin oğludur. Gevhername, Kitab-ı Miglate, Budalaname, Vücutname, Dolapname, Sarayname, Dilguşa…
  12. Pir Sultan Abdal, Hızır Paşa tarafından Sivas’ta astırılmıştır. İran Şahı’na gönülden bağlıdır. Açılın kapılar, şaha gidelim. Sarı Tambura…
  13. Kazak Abdal, Eşeği Saldım Çayıra ve Ormanda Büyüyen Adam Azgını ile tanınır.
  14. Niyazi Mısri, gece ve gündüz farklı mahlaslar kullanır. Gece Niyazi olur, gündüz Mısri olur. Divanı İlahiyat…
  15. Bursalı İsmail Hakkı, Ruhül Beyan ile tanınır.
  16. Erzurumlu İbrahim Hakkı, Siirt’te rasathane kurmuştur. Mevla görelim n’eyler, n’eylerse güzel eyler. Marifetname…

Divan Edebiyatı

  1. Bu edebiyatın esas adı, şairlerin şiirlerini topladıkları “divan”lardan gelmektedir.
  2. Bu dönemin farklı adları da bulunmaktadır:
    • Yüksek Zümre Edebiyatı
    • Klasik Türk Edebiyatı
    • Osmanlı Edebiyatı
    • Saray Edebiyatı
    • Enderun Edebiyatı
    • Skolastik Edebiyat
    • Ümmet Edebiyatı
    • Havas Edebiyatı
  3. Bu edebiyatın kurucusu “din dışı temalar” sebebiyle 13. yy. şairi Hoca Dehhani kabul edilir.
  4. Divan edebiyatının kaynakları, “Kuran-ı Kerim, Tasavvuf ve İran mitolojisi”dir.
  5. Düzyazı, divan edebiyatında arka plandadır.
  6. Soyut ve hayalci bir edebiyattur.
  7. Kuralcı bir edebiyat olduğu için biçim kurallarına uyma şartı vardır.
  8. Kafiye göz içindir.
  9. Aruz ağırlıklı gitse de Nedim, Âşık Paşa ve Şeyh Galip heceyi de denemiştir.
  10. İçerikten çok söyleyiş güzelliği hedeflenir.
  11. Saf şiir tarzıyla benzeşir.
  12. Nesir yazma işine inşa, yazanlara münşi, eserlere ise münşeat denir.
  13. Nesirde noktalama işaretleri yoktur. Cümleler olabildiğince uzundur.

Nazım Şekilleri

  1. Beyitlerle kurulanlar: Gazel, kaside, mesnevi, kıt’â, müstezat
  2. Dörtlüklerle oluşanlar:
    • Tek dörtlük: Rubai, Tuyug
    • Çok dörtlük: Murabba, Şarkı, Terbi
  3. Bentlerden oluşanlar: Terkibibent, terciibent, muhammes, tardiye, tahmis, taştir
  4. Gazel, en az 5 en fazla 15 beyitten oluşur.
    • Kafiye şeması aa, ba, ca, da şeklinde ilerler.
    • İlk beytine matla, son beytine makta, en güzel beytine beytül gazel ya da şah beyit denir.
    • Hüsnimatla, matladan sonraki beyittir. Hüsnimakta ise maktadan önceki beyittir.
    • Şairin takma adı mahlas, makta beytinde geçer. Yani şairin adını görüyorsanız bu makta beyti olduğuna işarettir.
    • Kafiye olarak “aa” ise bu da onun makta beyti olduğuna işarettir.
    • Gazellerin ayrı adları yoktur, olsa dahi bu adı rediflerinden alır.
    • Gazel çeşitleri:
      • Âşıkâne Gazel: Fuzuli
      • Şuhane Gazel: Nedim
      • Rindane Gazel: Baki
      • Hikemi Gazel: Nabi
    • Bilinmesi gerekenler:
      • Na-tamam gazel: 5 beyitten az gazel
      • Mutavvel gazel: 15 beyti aşan gazel
      • Müselsel gazel: Tüm beyitleri aynı kafiyeye sahip gazel
      • Yekavaz gazel: Tüm beyitleri aynı söyleyiş güzelliğine sahip gazel
      • Yekahenk gazel: Tüm beyitlerinde aynı konu işlenen gazel
      • Musammat gazel: Beyitlerinde iç kafiye gazel
      • Mülemma gazel: En az iki dille yazılmış gazel
    • Kaside, övgü şiirleri olarak yazılır ancak hiciv konulu da olabilirler.
      • Türk edebiyatında ilk olarak 13. yy.da kullanıldı.
      • 33-99 beyit arasındadır.
      • Uyak örgüsü aa, ba, ca şeklinde ilerler.
      • İlk beytine matla, son beytine makta denir.
      • Şairin adının geçtiği kısma taç beyit adı verilir.
      • En güzel beytine beytülkasid adı verilir.
      • Kasidenin en iyi şairi Nefîdir.
      • Nesib, girizgah, methiye, tegazzül, fahriye, dua bölümlerinden oluşur.
        • Nesib: Kasidenin ilk bölümü, 15-20 beyitten oluşur. Bahar, kış, yaz, at, gül gibi konular işlenir.
        • Girizgah: Nesib ile methiye bölümünü bağlar.
        • Methiye: Asıl övgünün başladığı ve dilin ağırlaştığı kısımdır.
        • Tegazzül: Şairin gazel yazdığı bölümdür.
        • Fahriye: Şairin kendini övdüğü bölümdür.
        • Dua: Kasidenin sunulduğu kişiye dua edilir.
      • Kaside; tevhid, münacaat, naat, methiye, mersiye, hicviye gibi konular üzerinden oluşturulabilir.

PDF Dosyasını İndirmek İçin Tıkla

Paylaş
İlginizi Çekebilir
Fecr-i Âti Edebiyatı Genel Özellikleri, Şairleri
Türk Dili ve Edebiyatı Afiş Çalışmaları
Bilgisel Şekilli Eser Özetleri | PDF
Bilgisel Şekilli Edebiyat Notları – Dönemsel | PDF

Yorum Yap