İstiare (Eğretileme) Nedir, İstiare Çeşitleri Nelerdir?

İstiare - Eğretileme

Bir sözcüğün benzetme amacı güdülerek başka bir sözcük yerine kullanılmasıdır.
Bir çeşit özel benzetme olarak anılabilir. Daha basit bir tanımla söyleyecek olursak “Cümle içinde sadece benzeyen ya da kendisine benzetilenin yer aldığı benzetmedir.” diyebiliriz.

UYARI!
Bir sözcüğün benzetme amacı güdülerek başka bir sözcüğün yerine kullanılması "istiare", benzetme amacı güdülmeden başka bir sözcüğün yerine kullanılması "mecazımürsel"dir.

Teşbih örneği:
Aslan gibi oynadı futbolcularımız.
Bu örnekte futbolcular, aslana benzetilmiştir. Yani kendisine benzetilen “aslan”, benzeyen ise “futbolcular”dır.
Bu örneği istiareye çevirecek olursak şöyle bir örnek karşımıza çıkar:
Aslanlar, bu maçı kazandılar.

Bu örnekte maç kazanan aslında futbolculardır. Ancak cümlede futbolcular geçmemektedir. Ancak futbolcuların benzetildiği aslan, cümle içinde kendine yer bulmaktadır.

1. AÇIK İSTİARE

Dize içinde sadece “kendisine benzetilen”in yer aldığı benzetme çeşididir.

Cümle içinde benzetme yönü veya edatı bulunabilir.

Örnek 1

Şu bakır zirvelerin ardından
Bir süvari geliyor kan rengi
Başlıyor şimdi melül akşamda
Son ışıklarla bulutlar cengi

Bu dizeler dikkatle incelendiğinde bulut, ışık ifadeleri ile tepelerin ardından yükselenin güneş olduğu anlaşılmaktadır. Anlam bakımından “kan rengi” ifadesi “süvari”nin güçlü olduğunu göstermektedir. Nitekim kan dökme niteliği, süvaride vardır. Bu yüzden süvari, kendisine benzetilendir. Güneş ise kan dökme yönünden zayıf olduğu için benzeyendir. Cümlede sadece kendisine benzetilen geçtiği için açık istiare söz konusudur.

Örnek 2

Vurulmuş tertemiz alnından uzanmış yatıyor
Bir hilâl uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor.

Bu örnekte, vurulma ifadesi ölüme işarettir. Bir savaş ortamı temsil edilmektedir. Güneşin batışı ile askerin ölümü arasında bağlantı kurulmaktadır. Askerin ölümü, güneşin batışına benzetilmektedir. İfade yönünden derin etki uyandıran gün batımıdır. Çünkü etkileyiciliği ve kızıllığı söz konusudur.

Örnek 3

Şakaklarıma kar mı yağdı, ne var?
Benim mi Allah’ım bu çizgili yüz?

Bu örnekte, yazarın aynaya baktığı anlaşılmaktadır. Aynaya baktığında ise şakaklarında kar olduğu ifade etmektedir. Mantık olarak düşünülürse şakakta bulunan saçın beyazlığı ile kar arasında bağlantı kurulmuştur. Beyazlık yönünden güçlü olan daima kardır. Kendisine benzetilen kar, cümlede geçmekte iken saç cümlede kendine yer bulamadığı için açık istiare söz konusudur.

2. KAPALI İSTİARE

Dizelerde sadece benzeyenin geçmesiyle ortaya çıkan söz sanatıdır.

Teşhis (kişileştirme) sanatının olduğu her yerde kapalı istiare söz konusudur.

Örnek 1

Dururlar kıble-i kuyına karşı
Çemende serviler saf saf

Bu örnekte, servi ağaçlarının mezar taşının önünde saf saf dizildiği anlatılmaktadır. Saf tutma yönünden ve bilinç yönünden güçlü olan insandır. Yani kendisine benzetilen insandır. Saf tutma yönünden servi ağaçları ise zayıf olduğu için benzeyendir. Bu cümlede sadece serviler geçtiği için kapalı istiare vardır. Aynı zamanda dikkat edilirse kişileştirme sanatı söz konusudur. Bu da bir ipucudur.

Örnek 2

İçimde damla damla bir korku birikiyor
Sanıyorum her sokak başını kesmiş devler.

Bu dizelerde korkunun birikmesi önemlidir. Damla damla birikme yönünden güçlü olan “su”dur. Yani kendisine benzetilen su, cümlede geçmemektedir. Zayıf olan ise korkudur yani benzeyendir. Cümlede sadece benzeyen yer aldığı için kapalı istiare söz konusudur.

Örnek 3

Gönül her çiçekten bal almak ister
Kırıldı kanadı uçamaz oldu

Dizelerde gönül, bal alma isteği yönüyle arıya benzetilmiştir. O hâlde arı, güçlü olandır. Yani kendisine benzetilendir. Ancak cümlede geçmemektedir. Gönül ise zayıf olandır ve benzeyendir. Cümlede sadece benzeyen geçtiği için kapalı istiare söz konusudur.


3. TEMSİLİ İSTİARE

Tüm şiir boyunca benzeyen ve k. benzetilen birbiri yerine kullanılır.
Şiir bitene kadar sadece benzeyen ya da kendisine benzetilen işlenir.

Örnek 1

Artık demir almak günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol
Sallanmaz o kalkışta ne bir mendil ne de bir kol

Bu dizelerde ölüm anlatılmaktadır. Tabut, gemiye benzetilmiştir. Geminin rıhtımdan ayrılıyor olması, tabutun mezarlığa doğru yolculuğu ile eşdeğerdir. Tüm şiir boyunca bu gemi, tabut benzetmesi yapılmıştır.

Hazırlayan: Melih ÖZDAMAR


İçeriklerimiz, pdf anlatımlar dahil, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nca korunmaktadır. Telif haklarının herhangi bir şekilde ihlali, başka yerlerde isimsiz yayımlanması, çeşitli kitap kaynaklarında izinsiz yer alması, içeriğin izinsiz kopyalanıp başka bir isimle tanıtılması vb. ile yapan kişi, kişiler veyahut kurumlar hakkında gerekli işlemler başlatılacaktır. 
 Türkçe ve Edebiyat yönetimi.

1 Yorumlar

Daha yeni Daha eski